Hz. Safvan Bin Muattal ve Adıyaman Bölgesinin İslamlaşması

Hz. Safvan Bin Muattal'ın İslam'a Girdiği Yıllar Müslümanlar

Saffan  b. Muattal b. Rahza(Rebia) b. el-Mu’mil(Huzai) b. Muharib b. Mürre b. Falc b. Zekvan b. Salebe b. Behse b. Selim Ebu Amr es-Sulemi ez-Zekvanî’dir. Kendisi Zekvan’da otururdu. O, Suleym Kabilesinin bir ferdi olarak dünyaya gelmiş ve Hz. Peygamber’in, Medine’ye gelişinin 4. yılında İslam’ı tercih etmişti. Onun Müslüman olduğu dönemde Müslümanların durumuna bir göz atarsak onun Müslümanlığının derecesini bilmek açısından bize önemli bilgiler verecektir.

Hicret Sonrası Medine

Hz. Peygamber, ashabıyla beraber sıkıntılar içinde gizli saklı Medine’ye hicret etmiş ve burada ilk Müslüman toplumun çekirdeğini kurmaya çalışıyordu. Bu sebeple bir merkez olan mescidi yapmış, Müslümanlar arası kardeşlik kurumunu organize etmiş ve en önemlisi de Medine’deki farklı din mensubu olan Yahudilerle Medine Sözleşmesi imzalayarak birlikte yaşama formülünü hayata geçirmeye çalışıyordu.
Onun Medine’de durumu tam netleşmeden Bedir Savaşı oldu. Farklı etnik gruplardan oluşan üç yüz kişilik toplama ordusu ile Arabistan yarımadasının en önemli kabilesi Kureyşlilerin bin kişilik ordusunu yenmesi bir anda bütün dikkatleri üzerine çekti. Savaşın hemen akabinde anlaşmaya ihanet eden Ben-i Kaynukalıları Medine’den sürdü. Onun bu başarısı Arabistan’da çok ses getirdi. Bütün Araplar ondan çekinir oldular. Ancak bu durum bir yıl sürdü.
Ertesi yıl gerçekleşen Uhut Savaşı’nda Müslümanların mağlup olmasından sonraki yıllar, Müslümanlar için en zor yıllar olarak tarihe geçecektir. Bedir Savaşı sonrası Müslümanların lehlerine esen rüzgâr, bir anda ters esmeye başladı. Arapların gözündeki büyüklükleri bir anda sıfırlamış ve bütün Araplar tarafından bir hedef konumuna düşmüşlerdi. Artık, Müslümanlar bulundukları ve yakalandıkları her yerde ihanete uğruyorlar ve öldürülüyorlardı. Bir sahabe bu durumu şöyle anlatır: “Uhut Savaşı sonrasında bütün Araplar bize karşı tek yaydan ok atıyordu.” Bütün Arap kabileleri Medine’yi basıp yağmalamayı düşünüyordu. Sahabeler geceleri nöbet tutar olmuştu.
Dışarıdan bu tehlikeler beklenirken içerdeki münafıkların hainlikleri bir yana Medine’deki Yahudi kabilelerinden olan Beni Nadr, Hz. Peygamber’i öldürmeye teşebbüs etmiş, sonunda cezalandırılıp oradan sürülmüştü. Ayrıca Bir-i Maune Olayı’nda 70, Reci Vakası’nda 10 kadar özel olarak yetiştirilmiş güzide sahabe tuzağa düşürülüp acımasızca katledilmişti. Bu durum Hz. Peygamber’i vitir ve sabah namazlarında bu hainlere karşı lanetler okumasına neden olmuştu.
Bunlar da yetmemiş, Arabistan’da hiçbir tarih diliminde olmamış bir şekilde 10 bin kişilik bir Arap, Yahudi ve diğer kabilelerin ittifakıyla toplanan bir ordu, Müslümanlığı yeryüzünden silmek için Medine’yi kuşatmıştı. Hz. Safvan b. Muattal’ın müşrik kabilesi de bu savaşta Müslümanlara karşı toplanan ve Medine’yi kuşatan bu birliğe 700 kişi ile katılmıştı.  Müslümanlar Hendeğin arkasında bu ordu ile mücadele ederlerken, bu esna da müttefikleri Ben-i Kureyza Yahudileri de anlaşmaları bozup müşriklerle işbirliğine girerek Müslümanları hiç beklenmedik şekilde arkadan, savunmasız oldukları bölgeden vurmaya çalışıyorlardı. Kuran bu savaş sırasındaki Müslümanların sıkıntılarını şöyle anlatır:
Onlar size yukarınızdan ve aşağınızdan(Hz. Safvan’ın kavmi olan Benu Suleymliler) gelmişlerdi; gözler(iniz de korkudan) dönmüştü, yürekler(iniz korkudan) ağızlara gelmişti; Allah için çeşitli tahminlerde bulunuyordunuz.”
Bu yıllar Hz. Peygamber ve bir avuç Müslüman sahabe açısından Medine’deki en zor yıllardı. Hz. Peygamber, Mekke’den hicret eden Muhacirlerle ve Medine’de onlara yardıma koşan Ensar ile birleşerek bu zor yıllarda mücadele etti. Ancak bu durum Hendek Savaşı’ndan sonra değişecektir. Hendek Savaşı, bu işin dönüm noktası olmuştur. Hamle sırası artık, Müslümanlara geçmiştir.

<< Önceki Sayfa - Sonraki Sayfa >>